June 29, 2011
by Azad Alik

26 Haziran 2011, Taksim - Sinem Mucur
Salih Canova
Amerikalı siyah travesti Marsha P. Johnson New York’ta yaşayan LGBTT’lerin (lezbiyen, gey, biseksüel, travesti ve transseksüel)uğrak yeri Stonewall Inn adlı bara düzenlenen polis baskınlarından bıkıp, 28 Haziran 1969 gecesi elindeki şişeyi polise fırlattığında bu şişenin özgürlük mücadeleleri tarihinde önemli bir yer edinecek bir isyanın işaret fişeği olacağını bilemezdi elbet. 28 Haziran gecesi New York’ta başlayan isyan dünyayı öyle derinden sarstı ki, o güne kadar “hasta” kabul edilerek insan olma “onur”ları ellerinden alınan LGBTT’ler, dünyanın hemen her yerinde, farklı biçimlerde olsa da “iade-i itibar” için mücadele etmeye başladı ve bir çok ülkede de onurlu bir yaşam için haklarını kazandılar. Hal böyle olunca her yıl Haziran ayının son Pazar gününü de LGBTT Onur Günü olarak kutlamayı ihmal etmediler.
read more »
Like this:
Like Loading...
Posted in Gender Politics, Individual freedoms, Intellectuals, Kurdish Politics, Minority Rights, Politics of Sexuality, Public Sphere, Queer Politics, Structural Inequality, Turkish Politics |
3 Comments »
June 7, 2011
by Ayda Erbal

Yapısal Eşitsizlik
“Ne mutlu kahramana ihtiyacı olmayan ülkeye!”
Bertolt Brecht
Ayda Erbal[1] – Erdem Özgül[2]
Sırrı Süreyya Önder’in aslı şurada yayımlanmış yazımıza verdiği yanıt pek çok açıdan bir ilk olması ve niyetinin doğrultusunu göstermesi açısından oldukça önemlidir. Önder bunu yaparak bugün ve geçmişte bağımsız siyasete atılmış benzerlerinden de (bkz Burcu Gürsel’in yazısı), Ermenilerle ilgili yazdıklarına gelmiş gerek sözlü gerek yazılı son derece ağır eleştirileri ya eleştiri sahiplerini karalama yolunu seçerek ya da okurlarından bu eleştirileri köşe bucak kaçırarak, bu sayede kendi kariyerini ve egosunu yüzbinlerce insanın tarihinin ve adalet arayışının üzerinde tutma selahiyetini kendisinde bulmuş yazar, çizer ve “aydın”dan da farklı olduğunu göstermiştir. Bu insanların bir bölümünün Önder’in uzak ya da yakından arkadaşı olması da Önder’in onlardan olumlu yönde farklı olduğu gerçeğini değiştirmez.
Dolayısıyla Sırrı Süreyya Önder’in tutumu, konuştuğumuz konuların akıl almaz büyüklüğü ve zorluğu
read more »
Like this:
Like Loading...
Posted in Gender Politics, History, Individual freedoms, Intellectuals, Minority Rights, Politics, Public Sphere, Queer Politics, Structural Inequality, Turkish Politics |
1 Comment »
June 7, 2011
by Burcu Gürsel

Mohammad Bazzi – Multitudes Coming Forth
Sırrı Süreyya Önder’in böylesine hassas bir zamanda üç ayrı özür ve düzeltmeyi birden konu alan bir yazı yazması anlamlı ve kuşkusuz kendi içerisinde değer taşıyan bir davranış. Ancak Ayda Erbal ve Erdem Özgül’ün yazdıkları eleştiriye cevaben yazdığı bölümdeki bir cümle beni özellikle düşündürdü, öyle ki “yanlış mı okudum acaba” kaygısıyla geriye dönüp tekrar okudum ve daha sonra beni rahatsız eden meselenin müteakip cümlelerde perçinlendiğini farkettim. Yazının bütünü burada bulunduğundan doğrudan konuya giriyorum. Önder, “Kürt Musa” hakkında daha önce çizdiği tablodaki bilgi eksikliğini sonradan düzeltmiş olduğuna dikkat çekerek, hem daha “özenli” bilgi aktarımından, hem de katliamlarda sorumluluk sahiplerinin “hafızamıza nakşedilmesi” gereğinden dem vuruyor.
Ancak şu cümle bana aynı derecede (hatta daha da) önemli sorgulamaların gerekliliğini hatirlattı: “Ermeni halkıyla yaptığım buluşmalarda bu konu üzerine düşüncelerimi de sorulmadan anlatmaktayım.” İster istemez bu bir cümleden iki ayrı çıkarımda birden bulunuyorum:
read more »
Like this:
Like Loading...
Posted in Armenian Politics, Individual freedoms, Intellectuals, Minority Rights, Politics, Politics of Language, Public Sphere, Turkish Politics |
1 Comment »
May 31, 2011
by Azad Alik
Sırrı Süreyya ÖNDER
Alanlarda çalışırken hak ihlalleri bahsinde net bir tavrın içinde durmaya gayret ediyoruz.
Gelin görün ki bunu yaparken, kendimiz hiçbir mazeretle açıklanamayacak ihmaller ve özensizliklere düşüyoruz.
Böyle durumlarda yapılacak tek şey özür dilemek ve ders çıkarmaktır.
Bunu samimiyetle yapamayanlar “Bir hatayı büyütmek istiyorsanız onu savunun” sözündeki duruma düşerler.
Bu hataların birincisi, LGBT bireylerin durumuna dair seçim bildirgemizde yer alan yaklaşıma broşürümüzde yer vermemek şeklinde gelişti.
Bu hatanın nasıl bir trafik içerisinde vuku bulduğunu paylaşmak ve özür dilemek için LAMBDA Derneği’nde bir buluşma düzenledik.
Orada bütün açıklığıyla bunun hesabını verip özür diledim.
Çıkardığımız sonuç: Eşcinsellerin duyarlılıklarına, sorunlarına ve durumlarına daha yakın ve içeriden durmaya karar vermek şeklinde oldu.
Bu özürümün LGBT bireylerle sınırlı kalmaması için bunu kamoyuyla da paylaşmayı bir görev bildim. İkinci buluşma aralarında ağırlıklı olarak feministlerin bulunduğu kadınlarla oldu.
Böyle bir düşüncede olmamama rağmen, dilime sızan “Maço” kavramların kullanımından doğan sorunlar ve bunların vahameti dile getirildi.
read more »
Like this:
Like Loading...
Posted in Armenian History, Armenian Politics, Gender Politics, History, Intellectuals, Kurdish History, Kurdish Politics, Politics, Politics of Language, Public Sphere, Queer Politics, Turkish History, Turkish Politics |
5 Comments »
May 28, 2011
by Ayda Erbal
Sorumluluk, “Kahramanlık” ve Sırrı Süreyya Önder [1]
Ayda Erbal[2] – Erdem Özgül[3]
Ahmet İnsel’in 26 Nisan 2011 tarihli Radikal yazısının başlığı Katilden Milli Kahraman Olur Mu?[4] diye soruyordu. Taner Akçam’ın 1996 yılından bu yana yazdığı eserlerinden anladığımız kadarıyla katilden kahraman olması bir istisna değil hatta neredeyse eşyanın tabiatından olmuştur. İşin ilginç tarafı muktedirin bilinçaltı da her yerde benzer çalışır, katile direnişin sembolü[5] muktedirin elinde başka bir katledilmenin meşrulaştırılmasına bile malzeme olabilir. Amerikan SEAL kuvvetlerinin Osama Bin Ladin’i öldürdüklerini iddia ettikleri operasyonun adını Geronimo koymuş olmaları gibi… Beyaz adam dünya üzerinden kendisi gibi olmayanı yok etmekle yetinemeyip, tarihinin cinai sayfalarına yenilerini eklerken bilinçaltında hep en eski ve en büyük suçunu işler durur, inkar edilemeyecek olan bir yerden gelip muktediri bulur. Bunda belki de özellikle karşılaştırmalı dünya tarihi düşünüldüğünde pek de şaşıracak bir şey yoktur. Ancak bizi şaşırtan bu katillerden kahraman yaratma kervanına Sırrı Süreyya Önder’in de katılmış olmasıdır.
read more »
Like this:
Like Loading...
Posted in Armenian History, Armenian Politics, Gender Politics, History, Intellectuals, Kurdish History, Kurdish Politics, Politics, Public Sphere, Turkish History, Turkish Politics |
6 Comments »