August 24, 2015
by Onur Yavuz
Onur Yavuz
7 Haziran 2015 Türkiye Genel Seçimleri son 13 yıldır rastlanmayan yeni bir meclis kompozisyonu ile sonuçlanırken geride bu sonuçların nasıl ortaya çıktığına dair tartışmalar bıraktı.
Bu tartışmalar son bir aydır çeşitli şekillerde sürerken kimi araştırmacılar da ulaşılabilir durumda olan veri setleri aracılığıyla tartışmaya veri bazlı ve matematiksel bir açıklama getirmeye çalıştılar.
Bu araştırmacılar arasında Erik Meyersson iki periyod arasında oluşan oy oranı farklarıyla regresyon modelleri üzerinden giderken KONDA’nın 18 Haziran tarihli raporu ve Onur Altındağ-Bert Azizoğlu ikilisinin 20 Haziran tarihli araştırmaları ekolojik çıkarım yöntemi (1) kullanarak oy kaymalarına açıklık getirmeye çalıştı. Tüm bu araştırmaların bulguları HDP’nin sürpriz bir oranla barajı geçmesinin ardındaki itici gücün birtakım çevrelerce iddia edildiği gibi CHP seçmeninin stratejik davranarak HDP’ye (emanet) oy vermesiyle değil, AKP’nin kendi seçmen kitlesi içinde gözlemlenen ciddi bir kayma sonucu olduğuna işaret ediyordu. Ek olarak bu tez ışığında AKP kampında da “PKK’nin halkı tehditleri sonucu” bu durumun ortaya çıktığına dair “şahin” bir pozisyon belirdi.
Görüleceği üzere HDP’nin barajı aşmasına sebep olan faktörün yorumlanışı iki farklı kampın genel olarak Kürt halkı ve Kürt siyasi hareketine dair ajandası ve söylemini kurgulamada kullanma eğiliminde olduğu bir şey. Bir yandan gerek iktidar, gerek merkez muhalefet kanadında emanet oy söylemiyle HDP’den bugüne değin savunageldiği pozisyondan ödün vermesi gerektiğine dair birtakım taleplerde bulunma eğilimi gösterirken, diğer bir kamp ise Kürtlerin ve Kürt hareketinin devletin otoritesini hatırlamaya ihtiyacı olduğu fikriyatında bir saldırganlığa yuvarlanmaya meyyal görünüyor.
Bu analiz size Meyersson, KONDA ve Altındağ-Azizoğlu araştırmalarının bir sağlamasını sunmak üzere hazırlandı. Gerek Meyersson’un analizinde nümerik detaylara girilmemiş olması, gerek KONDA ve Altındağ-Azizoğlu analizinde kullanılan prosedürün ekolojik yanlış-çıkarım riskine yatkın olması sebebiyle halihazırdaki analiz bu tartışmaya katkı sağlamak ve yukarıda atıf verilmiş bulguların sağlamasını yapmak amacıyla kaleme alındı.
Bu analizin diğer çalışmalara temel farkı veri madenciliği (2) düzleminde ilerlememesi, tersine hipotez test edici bir şekilde kurgulanmış olması. Bu nedenle teorik bir argümantasyon ile içerdiği değişken sayısı sınırlanmış, doğrudan ortaya atılmış bir dar hipotezin doğruluğunu test eden ve bu analitik modelden elde edilen bulgular ışığında hâlihazırdaki betimsel oy dağılımını yorumlayan bir analiz söz konusu.
read more »
Like this:
Like Loading...
Posted in Data Politics, Electoral Politics, General elections, History, Methodology, Minority Rights, Politics, Structural Inequality, Turkish History, Turkish Politics |
1 Comment »
April 27, 2015
by eminedeniz101

[Editörlerin Notu: Geçtiğimiz haftalarda gerek medya mensupları, gerekse özellikle konunun uzmanı olmayan pop akademisyenler tarafından sosyal medyada demokratik temsiliyetin kalitesi konusunda kamuoyunun yanlış bilgilendirildiği dikkatimizi çekti. NYU Siyaset bölümünde doktora öğrencisi olan Emine Deniz’in önseçimlerin demokratik temsiliyet kalitesinin koşullarına ilişkin bu yazısını bir nebze de olsa bu bilgi kirliliğini düzeltmek amacıyla yayımlıyoruz.]
Emine Deniz**
Bu yazının konusu 2015 yılı genel seçimlerinin en çok tartışılan olgularından biri: önseçim. Cumhuriyet Halk Partisinin ilkini 1999 yılında[1] gerçekleştirdiği önseçimleri 2015 yılı genel seçimleri öncesi yeniden gerçekleştirmesi siyasetin her kolunda tartışmalara neden oldu. Kimileri için “demokrasi şöleni”, kimileri için “siyasi elitlerin güç gösterisi” olan önseçimleri DE kişiselleştirmeden, olgunun kendisi üzerinden tartışamadık.
Bir olgunun/kurumun özgül değerini belirleme referansınız Cumhuriyet Halk Partisi yaptı ise sahip olduğunuz tüm diplomaları duvara asın ve uzun uzun bakın. Herhangi bir siyaset bilimi ve/ya ekonomi politikası CHP tarafından önerildiği için koşulsuz iyi ve koşulsuz kötü olamaz.
Önseçimin kendi özgül değerini belirleyebilmek için siyaset bilimi, ekonomi ve ekonomi-politik literatürüne göz atmak gerektiğini düşünüyorum.[2]
read more »
Like this:
Like Loading...
Posted in Data Politics, Electoral Politics, Methodology, Politics, Primaries, Turkish Politics |
1 Comment »
April 21, 2015
by emretoros
[Editörlerin Notu: Azad Alik olarak önümüzdeki günlerde bir kısmı önceki dizilerin devamı olan birbirinden farklı konularda çok sayıda yazı yayımlayacağız. Yaklaşan genel seçimlere ilişkin bu diziye Atılım Üniversitesi Öğretim Üyelerinden Emre Toros‘un** soru cevap şeklinde yazdığı yazıyla başlıyoruz.]
Emre Toros
Türkiye son iki yılda iki seçim yaşadı. Üçüncüsü de yolda. Her bir seçimde farklı farklı birçok konu gündeme gelse de, tüm seçimler için değişmez olarak öne çıkan konulardan biri yapılan kamuoyu araştırmaları oluyor. Bu araştırmalar ile ilgili genel anlamda ne söylenebilir?
Birçok şey söylenebilir ancak, kibar olmak adına ve akademik kimlikle, en basitinden bu araştırmaların neredeyse hepsinin “çok sorunlu” olduğunu söyleyebilirim.
Bu aslında herkesin aklına gelen cevaplardan biri. Bu “sorunlu” durumun nedeni nedir?
Hem arz hem de talep yönünde problemler olduğunu düşünüyorum. Talep yönünde, yani vatandaş/seçmen tarafında, bu araştırmalara çok ciddi bir güvensizlik var. Zira yıllardan beri bu araştırmaların sonuçları kabul edilemez bir
read more »
Like this:
Like Loading...
Posted in Data Politics, Electoral Politics, General elections, Kurdish Politics, Local elections, Politics, Turkish Politics |
4 Comments »
April 4, 2014
by Onur Yavuz
Onur Yavuz**
Oldukça gergin bir hazırlık döneminin ardından gerçekleşen 2014 yerel seçimleri hakkında kamuoyunda tartışmalar sürüyor. Özellikle Ankara’da seçime yolsuzluk karıştığı iddiaları gerek muhalefete yakın kitlesel medya, gerek sosyal medyada önemli ölçüde yer buldu ve buluyor. Bu minvalde geçtiğimiz günlerde Eren Yanık’ın Twitter’da paylaştığı aşağıdaki grafikle tartışma istatistik alanına kaydı. Bunu müteakip Erik Meyersson’un yaptığı bir analiz ortaya çıktı. Son olarak ise Dr. A. Murat Eren’in son iki gündür paylaştığı oldukça iyi data analizleri bulunuyor (Dr. Eren’in analizlerinin ciddiyetle okunmasini tavsiye ediyorum, Meyersson’un analizi biraz daha temkin gerektiriyor, Eren Yanık’ın paylaşımının ise aceleciliğin veri analizinde ne kadar yanıltıcı sonuçlar üretebileceğini gösteren bir örnek olarak üzerinde durulmalı).
read more »
Like this:
Like Loading...
Posted in Data Politics, Electoral fraud, Electoral Politics, History, Local elections, Methodology, Politics, Turkish History, Turkish Politics |
2 Comments »
February 7, 2013
by AD

Hatır Kalsın, Yol Kalmasın
Alevilik, Azerbaycan, İran, Irak, Suriye, Bulgaristan, Yunanistan, Kıbrıs, Romanya, Makedonya gibi çevre ülkelerdeki yerel unsurları, etkileşimleri ve Almanya, İngiltere, Fransa, ABD vb ülkelerdeki diasporasıyla ve de Türkiye’de milyonlarla ifade edilen Alevi nüfusu ile büyük bir sosyal ve ekonomik gücü ifade eder. Bunun yanı sıra Yunus Emre’den, Pir Sultan Abdal’a, Aşık Veysel’e birçok ozanları, özgün kültürüyle Türkiye’nin kültürel yapısını büyük oranda belirleyen bir geleneğe sahiptirler. Bu nedenle Alevi nfusu, kültürü, örgütleri Türkiye siyasetinin tam merkezinde yer almaktadır.
Alevilerin büyük çoğunluğu kendilerini yalnızca Alevi sıfatıyla tanımlamaktadırlar. Buna ragmen bir yanda Sünni Türk devlet öte yanda diğer siyasi hareketler kendi ajandaları ve ideolojilerine göre Alevileri üç tarz-ı siyasetin, üç farklı kimlik inşa sürecinin etkisi altına almaya çalışmaktadırlar.
read more »
Like this:
Like Loading...
Posted in Alevi History, Alevi Politics, Freedom of Expression, Kurdish Politics, Minority Rights, Religious Freedom, Turkish Politics |
2 Comments »
December 9, 2011
by Talin Suciyan
Translated by Vartan Matiossian
Last week, Turkey’s Prime Minister Erdogan’s statement about Dersim was immediately well received in the mainstream press, and we had to wait until the weekend to read more critical articles about it. Two articles by Ayşe Hür and Prof. Taner Akçam were like an “introduction to the literature of apology,” especially for the Prime Minister himself.[1] There may be aspects in both articles that are worth discussing, but what I want to deal with now is something quite different.
First and foremost, by apologizing you cannot undo things that have already happened. In other words, no one can be cleared of a crime, or have himself/herself absolved of it, just because he/she apologized and expressed repentance, especially if it is a genocide – a crime that has achieved the purpose of annihilating a certain group of people in line with a carefully planned and organized manner. Apology is about repentance for a situation which is irreversible and the responsibility borne in connection with it. Be it an apology given to the people of Dersim, or Armenians, or Assyrians, or Pontic and Asia Minor Greeks, or the victims of systematic torture, or Alevis, or Kurds, an apology duly given is not an end in itself, but the beginning of an endless journey against regeneration of denial by the state and amongst the general public. This is because Turkey will never be the society that it was before 1915, just like Germany will never be the Germany
read more »
Like this:
Like Loading...
Posted in Armenian History, Armenian Politics, A_A in ENGLISH, History, Kurdish History, Kurdish Politics, Minority Rights, Politics, Turkish History, Turkish Politics |
Leave a Comment »