March 10, 2013
by gulseren adakli

Gülseren Adaklı
19 Ocak 2007 tarihinde Hrant Dink’in öldürülmesi ve ardından, benim de içinde olduğum belirli bir kesimde yaşanan travma; özellikle medyada ayrımcı dil, nefret söylemi, nefret suçu, vb. gibi konularda yoğun tartışmalara ve giderek düzenli medya-takibi (media watch) çalışmalarına ivme kazandırdı. Bu çalışmalarda benim için dikkat çekici ve rahatsız edici taraf, yöntemsel bir açıklığın ve dolayısıyla gerçeğin bilgisine ulaşmaya elverişli veri toplama tekniklerinin göz ardı edilmesi oldu. Rahatsızlığım bir “akademisyen kaygısı” olmaktan öte, politik bir özne olarak toplumsal gerçeklerle kurmaya çalıştığımız ilişkinin, toplumsal özgürleşmeye dair çabalarımızın daha sağlam bir zeminde kurulması ihtiyacını derinden hissetmemle alakalı. Bana göre toplumsal özgürlük adına toplumsal gerçekleri ortaya çıkarmak titiz bir yöntemsel uğraşı da zorunlu kılar. Söz konusu çalışmalar ise örneklem seçiminden başlayarak pek çok yöntemsel sorun barındırıyor ve gerçekliği anlamak, açıklamak ve değiştirmek için gereken lojistiği kanımca sağlamıyor.
read more »
Like this:
Like Loading...
Posted in Freedom of Expression, Journalism, Minority Rights, Politics, Public Sphere, Structural Inequality, Structural Racism, Turkish Journalism, Turkish Politics |
6 Comments »
May 20, 2011
by Azad Alik
ARAT DİNK

Aret Gıcır'ın bu karikatürü 14.01.2011 tarihli AGOS Gazetesi'nde yayımlanmıştır.
TARAF – Yaşanan her acı hatıranın sebepleri üzerine elbette naif açıklamalar üretilebilir. Bu naif açıklamalara öncelikli olarak gönül indirilmesi üzerine de söylenecek söz vardır kuşkusuz; ancak bu yazının konusu değil. Konumuz babamın valilikte tehdit edildiği görüşme. Bu görüşmenin tehdit içermediği gibi naif bir ihtimalden söz edilebildiğine göre bu ihtimali irdelemek de bize düşsün.
Bu ihtimale göre; bir gün bir Ermeni gazeteci, yazdığı bir haberle ilgili vali yardımcısı tarafından valiliğe görüşmeye çağırılabilir. Gelirken haberle ilgili elindeki bilgi ve belgeleri getirmesi de istenebilir. Bu durum pekâlâ vali yardımcısının entelektüel ilgisinden kaynaklanıyor da olabilir. Gittiğinde vali yardımcısının odasında, iki kişiyle birlikte oturuyor olduğunu görebilir. Vali yardımcısı bu iki kişinin yakınları olduğunu, görüşmede bulunmalarında bir engel olup olmadığını sorabilir. Gazeteci elbette bir mahsuru olmadığını söyler. Bir vali yardımcısının yakınlarının ne mahsuru olabilir?
Bu görüşmede yazdığı yazıların kendisi ve tüm Ermeniler için bir takım olumsuzluklara sebep olabileceği ihtimalinden söz edilebilir. “Aman yanlış anlamayınız, hani biz sizi biliyoruz, Ermenileri de severiz, hatta bizim bir Ermeni komşumuz vardı…” falanla da bu kaka düşüncelere kesinlikle kendileri tarafından sahip olunmadığı, ama TOPLUM’da da bu tür şeylerin maalesef olabileceği hatırlatılır. (anlaşılan o ki bu TOPLUM da Agos’un sürekli okurudur.)
read more »
Like this:
Like Loading...
Posted in History, Minority Rights, Politics, Turkish Politics |
Leave a Comment »